Turuncu bir koltuk düşünün... Nereye gideceğinize karar veren, yolun ne zaman nerede biteceğinin hiç belli olmayacağını anlatan ve yeniden hayata bağlayan...
Koltuk, kapitalizmin insanları uyuşturan, tembelliğe sevk eden evimizin içine kadar girmiş bir sembolüdür aslında. Hayatımızın büyük bir bölümü salonumuzun baş köşesindeki koltuklarımızda geçer.
Married With Children'daki Al Bandy, Simpsons'taki Homer elleri göbeklerinde hep bu koltuklara çakılı vaziyette bir elleri göbeklerinde bir elleri kumanda da TV karşısında Amerikan vurdumduymaz tembel hayatını yaşamaktadır.
3 kahramanımız var. Ama gerçek kahraman şişman bilgisayar programcısı Tom, Diğer kahramanlarımız Tree ve Eric. 3 kafadar işsiz güçsüz ama bazı yetenekleri olan körelmek üzere olan gençlerdir.
Her şey bu 3 kafadarın evden atılmalarıyla ve turuncu koltuğu da yanlarında götürmeleriyle başlar. Başlarda koltuktan kurtulmak için birçok yol denerler ama gizli bir takım güçlerin buna engel olduğunu ve koltuğun gitmek istemediği yöne taşındığında ağırlaştığını, istediği yöne taşındığında da inanılmaz hafiflediğini görürler.
Hayattan neredeyse tüm umudunu yitirmiş olan kafadarlar bu tuhaf koltukla ve koltukla birlikte peşlerinde olacak gizli güçlerle Güney Amerika'ya kadar uzanan macera dolu bir yolculuğa çıkarlar. Bu yolculuk hem kaybedişlerin hem de kendini yeniden buluşlarla bitecektir.
Kesinlikle sıradan bir kitap değil. Bazı yerlerde OHA diyebilirsizniz. Sürprizleri bol...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder