Şapkasını kafasına iyice bastırıyordu yürürken rüzgar uçurmasın diye. Yağmur, tek tük damlalarını saçmaya başlamıştı gökgürültüleri eşliğinde. Bir eliyle paltosunun önünü tutuyor diğer eli şapkasında biraz öne eğilerek kalabalık sokakta yağmurdan kaçmaya çalışıyordu.
Hay aksi! Bir eksiklik vardı. Çantasını biraz önce keyifle camın kenarında oturduğu kafede unutmuştu. Cüzdanı da dahil bütün önemli eşyaları o çantadaydı. Cebini kontrol etti. Allah'tan cep telefonu cebindeydi. Ancak ne yazık ki üzerinde bir kuruş para yoktu.
Ne yapmalı ne etmeli çantanın başına bir şey gelmeden ona ulaşmalıydı. Eğer çantayı kaybederse yandığının resmiydi.
Bu unutkanlığı başına çok işler açmıştı küçüklüğünden beri. Okuldan her dönüşünde mutlaka çantasında bir eksiği oluyordu. Birgün çantasını bile okulda unutmuştu. Ve okulun ilk günlerinde sürekli hangi sınıfta olduğunu unutuyordu. Tek tek sınıflara girip arkadaşlarını bulduğunda sınıfın doğruluğunu anlıyordu.
Devam edecek....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder