Mısır'lı bir yazarı daha önce hiç okumamıştım. İşin doğrusu biraz da ön yargıyla yaklaşmıştım. Sonuç itibariyle Mısır ve edebiyat bağlantısı zihnimde pek oturmamıştı.
Bu 3 kitap Ahmet Abdülcevat ve ailesi etrafında dönen olayları konu alıyor. Bazen o yıllarda da bu olaylar oluyor muymuş demeden edemiyor insan. Bu 3 kitapta da Mısır'ın İngilizlerin işgali ve bu işgalle birlikte bağımsızlık için verdikleri çabalar bulunuyor ancak daha öncesi Osmanlı izleri hiçbir şekilde kitapta yer bulamamış. Yazar büyük ihtimalle Osmanlı konusunda pek olumlu görüşlere sahip değildi.
Çok eski bir tarihte Müslüman ve gelişmemiş bir ülkeyi anlatmasına rağmen Sosyalizm, ateizm, genelevler, metresler vb. birçok konu ile ilgili detaylar yeri geldiğinde sansürsüzce işlenmiş.
Necip Mahfuz gerçekten de büyük bir yazar bana göre. Olayları işleyiş tarzı, kurgusu Tolstoy ve Dostoyevski'yi andırıyor. Çok anlamlı ve insanın kulaklarında çınlayan bir müziği var anlatımının.
Toplamda 1250 sayfa kadar uzun sürecek bir üçleme. Bana göre okumaya kesinlikle değer.
Kitaplardan derlediğim güzel alıntılar şöyle:
Mutluluğun sarhoşluğuna ve büyüsüne teslim olacak olsa, korkunun çekici kalbini döverek, onu ikaz ve tehdit ediyordu. Saray Gezisi/Necib Mahfuz
O kendini terk edilmiş bir yalnızlık içinde buluyordu; yalnızlık durgun sularda sivrisinek üremesi gibi üzüntü veren verimli bir toprağa benziyordu. Saray Gezisi Necip Mahfuz
Güzellik bir serap gibi sadece uzaktan görünür zaten. Necip Mahfuz Saray Gezisi
Mutsuzluğunun, sık sık rüyalarını takip eden koyu gölgesinin farkına varıncaya dek ne kadar zaman geçtiğini bilemedi. Necip Mahfuz Şevk Sarayı
Kendi içinde güzellik, kalbin acıyla sarsılması ve ruhun coşup deliler gibi cennetin peşine düşmesidir. Eğer becerebilirseniz, bana bundan söz edin. Necip Mahfuz Şevk Sarayı
Siyah gözlerinin sakin, yumuşak bakışında muhteşem bir şafak söküyordu sanki. Necip Mahfuz Şevk Sarayı
Karanlık geceler boyunca göz pınarlarım kurudu. Bana bakıyor olman, beni nasıl da mutku ediyor... ve ne kadar da perişan! Tıpkı güneş ışıklarıyla tomurcuklanan yaşam gibi, bakışlarınla hayat buluyor, diriliyorum. Necip Mahfuz Şevk Sarayı
Acı çekiyor olabilirim ama hala hayattayım... İnsanım. İnsanın insan olarak yaşayabilmesi için büyük bedel ödemesi gerek. Necip Mahfuz Şeker Sokağı
Genç kadın gözünün yaşını saklamak için başını öne eğip, "O ödülü almak için bir an evvel O'nun yanına gitmek istiyorum. O bu dünyada beni ödüllendirmeyecek Baba" diye vevap verdi. Necip Mahfuz Şeker Sokağı
Herhangi bir amaçla değil, sıkıntılı bir adama yürümek iyi gelir. İçimdeki pası silebilecek bir şeye özlem duyuyorum. Necip Mahfuz Şeker Sokağı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder