İçinde maddelerin aslında enerji olduğuna atıfta bulunuluyor. Kuantum fiziği, Einstein ve Pascal gibi bilim adamlarından tutun da Budistlerin bile bu konuda neler dediklerine değiniyor.
Trevanian'ın Şibumi'si ayarında bir aksiyon fırtınası.Bazı yerlerinde sanki tetris oyununda boş kalan kısma uygun şekil gelmiş gibi hissediyorsunuz. Bu da yazarın kurgusundaki tuhaflıklar diyebiliriz. Ama kesinlikle çok başarılı.
Asıl kahramanımız Üniversite'de İstatislik Hocası ama geçirdiği epilepsi krizleri sonrası işini yapamaya başlar ve geçimini kumarla sağlamaya başlar. Bir de ikizi vardır ve onda da aynı semptomlar vardır. Başı belaya girip de kardeşi yardımına gelince onun doktorunun tedavisini denemeye karar verir. Bu tedavi ona ve kardeşine müthiş bir önsezi yeteneği verecektir.
Eş zamanlı olarak CIA'ye bağlı bir bilim araştırmaları kuruluşunda 2 bilim adamı alfa deneği üzerinde çalışmalar yapmaktadır. Denekleri ölünce bu sefer beta deneğinin peşine düşerler. Bu kahramanımızdan başkası değildir.
Romanda çok fazla karakter var. CIA, Rus mafyası, Rus ve Kuzey Kore ajanları vs vs... ama sondaki toparlanış ve 2. kitaba hazırlayarak bitiriş şahane. Aksiyon sevenler mutlaka okumalı.
Tuhaf, tüm duyuların merkezi olan beyin, acı hissetmeyen tek organdır.
"Yüzyıllardır oynanmasına rağmen hiçbir seyirci sahneye fırlayıp Romeo'nun zehirli iksiri içmesine engel olmamıştır. Sonunda geminin batacağı bilindiği halde Titanic defalarca izlenmiştir. Bitecektir korkusuyla aşktan kaçarsan hayattan hiçbir tat alamazsın. Çünkü Romeo ölmeli, Titanic batmalı, ama aşk her şeye rağmen yaşanmalı."
"Evet. Ama eğiticiler filler zincirleri kıramayacaklarını öğrenene kadar ip kullanmazlar. Bak Nava, aslında o filleri orada tutan ipler değil, akıllarındaki koşullanma. İşte bu yüzden bilgi önemlidir. Eğer bir şey yapabileceğini düşünürsen, aslında bu mümkün olmasa bile yapabildiğini görürsün. Eğer yapamayacağını düşünürsen, o zaman da çoğunlukla yapamazsın, çünkü yapmayı denemezsin bile."
"İmkansız diye bir şey yoktur, sadece bazı olayların olma olasılığı daha düşüktür."
Şimdi de düşük olasılıklı bir olaydan söz edelim: Dünyaya dev bir gök taşı çarpacak ve uygarlık yok olacak. Jeofizikçilere göre, her yıl bunun olma olasılığı milyonda bir.
İnsanoğlunun atalarını da hesaba katarsak, yedi milyon yılı aşkın bir süredir bu gezegende varlığımızı sürdürdüğümüze göre, bir gök taşının bugüne kadar bizi yok etmiş olma olasılığı yüzde yedi yüz. Yani anlayacağınız, bir kere değil, yedi kere ölmüş olmalıydık şimdiye kadar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder