6 Ocak 2016 Çarşamba
Kar Gezisi
Neler olacağını bilmeden tren yolunda raylara taş dizerdik. Kocaman bir trenin devrilmesini hayal edemiyorduk ki.
Soğuk kış günlerinde şehrin oldukça dışında olan evimizden babamla beraber çıkar, hiç ayak basılmamış karlar üzerinde gezintiye çıkardık. Kar tanelerinin yere düşüş sesini hissettiğiniz mucizevi anlardandı. Küçük ellerimde eldivenler, arada bir babamın sıcak paltosunun cebime sokup ısıtırdım. O kadar az insan görürdük ki, bazı günler hiçkimse görmezdik hatta.
Babam 1-2 kilometre ilerde bulunan küçük tepede çok çok eski devirlerde yaşamış bir kralın sarayının olduğunu söylerdi ve o tepeye giden siyah taşlı yolun da Kral yolu olduğunu anlatırdı. Bulduğu birkaç ok ucunu da gösterir, demir çağına kadar uzanan bir tarihin yattığını iddia ederdi. Bence okusaymış çok iyi bir arkeolog olacağı kesindi.
O kar gezilerimizin birinde kızıl tüyleriyle bir tilki görmüştüm. O kadar güzeldi ki. Yiyecek bulmak için oradan oraya zıplayıp duruyordu kerata. Birgün de çok büyük bir çoban köpeği karşımıza çıkmıştı.Korkmuştum ben ve babamın arkasına saklanmıştım. Babamsa o köpeği bir çocuk gibi sevip yollamıştı.
Ne zaman kar yağsa hep aklıma o günler gelir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder