13 Ağustos 2015 Perşembe

Puslu Kıtalar Atlası

Okuduğum en güzel kitaplardan biri bu.

İhsan Oktay Anar'la suskunlar kitabıyla tanışmıştım. Ardından bu kitapta serüvene devam edeyim dedim ama aslında serüvene bu kitapla başlamak daha doğrusu olacakmış.

Uzun İhsan'ın düşler dünyasına giriş kitabı bu. Şu an bu kitabın ardından yazdığı Kitab-ül Hiyel'i okumaktayım ve bu kitabın ördüğü bir kurguyu devam ettiren bir niteliği var.

Puslu Kıtalar Atlası, Dünyayı gezerek değil düşleyerek keşfeden Uzun İhsan Efendi'nin sonunda bitirdiği bu atlası oğlu Bünyamin'e vermesi ve bu kitabın ona yaşayacağı macerada yok göstermesi üzerine kurulu.

Uzun İhsan Efendi'ye göre macera da bir abadettir. Ve ancak cesur insanlar maceraya atılabilir.

Oğluna da bugüne kadar görmeden, dokunmadan, sevmeden, acı çekmeden tamamen korkarak ve düşlere sığınarak dünyayı keşfetmeye çalışmasının bir macera olmadığını, yazdığı atlası alarak maceraya atılmasının en doğru yol olduğunu söylemesi barutun ateşlendiği an olarak karşımıza çıkıyor.

Kitapta kıyamet gününden kaçmak için Boşluk teorisinden yolaçıkan Ebrehe de ilginç bir karakter. Bunun dışında Uzun İhsan'ın evlatlığı olan Alibaz daha sonraki kitaplarından Efrasiyab'ın Hikayeleri'ne konu olacak bir karakter gibi görünüyor. O kitabı henüz okumadım.

Bu kitabı mutlaka okuyun. Muhteşem bir kitap.

Dünya bir düştür. Evet, dünya... Ah! Evet, dünya bir masaldır.

Bir Dünya Haritası yapmayı kafaya koyan Uzun İhsan Efendi, bu işe özenen diğer kaşiflerin tersine, yerinden kımıldamadan yeni kıtalar keşfetmenin peşindeydi.

 







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder