20 Ağustos 2015 Perşembe

Kitab-ül Hiyel

Puslu Kıtalar Atlasının ardından çıkan bu kitapta birinci kitapta yer alan ve kıyametten kaçmanın yollarını arayan Ebrehe ve onun uslanmaz kibrine atıfta bulunan, dünyaya hakim olma ve yönetme hastalığına tutulmuş "Hiyelkar" karakterleri anlatmış.

Yafes Çelebi ve kölesi Calud arasında geçen olaylar ve sonrasını yazar çok iyi kurgulamış. 40 gün boyunca efendisinden gönüllü olarak işkence gören ve işkence sonunda efendisi Yafes Çelebi'den tatmin edici bir cevap alamayan Calud; yıllar sonra bu cevabı farkında olmadan ancak öldüğünde öğrencisi Üzeyir'e iletebilecekti.

Kitaptaki silah ve devir-daim makine çizimleri birçok kadın okuyucu tarafından karmaşık ve ilgi çekici görünmeyebilir. İşin doğrusu bu kadar emek verilmemiş olsaydı ben de bu çizimleri pek incelemeyecektim.

Kitabın üzerinde durduğu ana tema kibir. Kibir gittikçe büyüyen ve sadece içinde olduğu insana değil çevresindekilere de ciddi zararlar veren bir olgu.

Bu kitabımızda da Uzun İhsan karşımıza Padişah'a bağlı Hiyel Kalemi olarak çıkıyor ve Yafes Çelebi'nin icatlarını bir türlü onaylamıyor. Yafes Çelebi, ona o kadar kızıyor ki sonunda oğlu Davut'u kaçırıyor ve yanında tutyor.

Suskunlar romanında bir müzik üstadı olan Davut; çocukluk yıllarının geçtiği (Zaten ilginç bir biçimde bu romanda yıllar geçse de hep çocuk görünen bir yapıda olduğu romanda ayrıca belirtiliyor) bu romanda madenleri elleriyle hamur gibi oynayıp şekillendirebilen bir yeteneğe sahip.

Boynundaki kolyenin ucundaki sabır taşının çatladığı ana kadar uysal bir çocuktu. sonrasında intikamını oldukça ağır biçimde alıyor.

Serinin 3.Kitabı Efrasiyab'ın Hikayeleri ile yolculuğa devam ediyorm. Siz de okuyun, hayal dünyası oldukça geniş bir yazar bu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder