9 Haziran 2015 Salı

Sessiz Ev

İstanbul İzmit arasında(Sanırım Gebze yakınlarında) Cennethisar diye bir kasabadaki yaşlı babaannelerini ziyarete giden 3 kardeşin bir haftalık ziyaretini konu alan güzel bir hikaye.

Nedendir bilmem ama kitap bana Çağan Irmak'ın bayıldığım bir filmini çağrıştırdı: Karanlıktakiler...

Orhan Pamuk'un hemen hemen bütün kitaplarında sağcı, solcu, dinci, ülkücü gibi nitelendirmeleri bana itici geliyor diyebilirim. Ancak ülkücüsünden solcusuna karakterlerin analizi ve iç dünyaları muhteşem diyebilirim.

Bu yazlık beldeye gelen kardeşlerin dedelerinin ansiklopedi yazacağım diyerek kafayı yemesi de ayrı bir konu. Babaannelerinin bu ihtiyarlık döneminde odasında geçirdiği ve zamanın ne kadar da zor geçtiğine dair tasvirlerde kendimden geçtiğimi ve anlatılan anın sıkıcılığını iliklerime kadar hissettiğimi belirtmeden geçemeyeceğim.

Kardeşlerin en büyüğü, eşinden ayrılmış olan tarihçi abinin eski Osmanlı arşivlerinde incelediği mahkeme dosyaları inanın beni benden aldı. Harbiden çok sıkıcı. Kitabın tek kusuru bence bu kısımlar.

Eski otomobilleriyle küçük kardeşin zengin kız arkadaşıyla son sürat yolculuğu aklımda kalan en iyi sahnelerden.

Bir de bu var aklımda,denize doğru gömülen bir belediye otobüsü.....









Ölümün içeri dalan karanlığı hoş ve rahat bir kadın gibi çekiciydi, bekliyorduk.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder