Hiç bilmedim.
Bildiğimi düşündüm hep. Ve iyi ki öyle olmuş.
Bilmemek kadar insanı açlığa sürükleyen başka ne olabilir ki?
Baharat kokulu düşlerimle kendimden geçiyorum.
Kumdan kaleler yapıyorum, ben yıkmasam da yıkacak biri mutlaka çıkıyor.
Her gün yıkılan şeyleri yeniden yapmakla geçiyor.
Her gün denizi dolduruyorum işgüzar bir belediye havasında.
Sonbahar güneşinin mi ilkbahar güneşinin mi ellerimi daha çok ısıttığını düşünüyorum bazen.
Ve bazen gülerken ağlayan bir insan neden olamadım diyorum.
Çarşaf gibi bir denizden fırtına çıkartamıyorum. Ya da fırtınalı bir denizi dindirecek gücüm yok.
Okuduğum kitapların kahramanlıklarına bürünüyorum bazen bir büyücü, bazen de yatağında bir sabah böcek olarak uyanan Gregor Samsa oluyorum.
Her gün ağlarını ördüğüm hayallerimle her gece tiyatronun perdelerini kapatıyorum.
Aslında bidiğim o kadar çok şey var ki. Evet ben çok şey biliyorum. Ama bu bildiğim şeylerin birçoğunu bilmediklerim oluşturuyor.
Gerçekten de hiç bilmedim.
İnsanlar değişti.
Deriler büzüldü.
İyi, kötü oldu ama kötü iyi olamadı.
Bildiğimi düşündüm hep. Ve iyi ki öyle olmuş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder